Propaganda Aygıtına Dönüşen Basın Güven Kaybediyor

  • Ana Sayfa
  • Propaganda Aygıtına Dönüşen Basın Güven Kaybediyor

Bu haftaki “BASIN NEDEN GÜVEN KAYBEDİYOR?” başlıklı yazımın “giriş” bölümünü basınımızın acı kaybı, sözcüklerin efendisi Bekir Coşkun’a ayırıyorum:

Pazar akşamı kaybettiğimiz dostum, meslek büyüğüm, Türk Basın’ının yeri doldurulamaz kalemi Bekir Coşkun’un en verimli çağında amansız bir hastalığa yakalanarak aramızdan ayrılmasından büyük bir üzüntü duydum.

Bekir Coşkun, seçkin bir Gazeteci-Yazar olmanın yanında ülkemizin dağına taşına, ovasına kuşuna aşık, insan, doğa, hayvan sevdalısı güzel insan ve vefalı bir dosttu.

Bekir Coşkun Ağabeyim; şiir gibi üslubu, duygusal ve akıcı anlatım yeteneğiyle toplumu derinden etkileme gücüne sahip katıksız Cumhuriyet aydınıydı.

Bekir Coşkun’a Allah’tan rahmet, Ailesine, sevenlerine ve Basın dünyamıza sabır ve baş sağlığı dilerim.

Mekanı cennet, ruhu şad olsun.

EGE KOOP’un 13 Nisan 2012’de düzenlediği 67.Eğitim, Kültür ve Sanat etkinliğinde EGE KOOP’un ve İzmir’in konuğu olarak konuşan Merhum Bekir Coşkun o gün sanki Basın’ın ve Türkiye’nin bugünkü görünümünü anlatıyordu. Ayrıca; Merhum Bekir Coşkun o günkü konuşmasında “İzmir büyüleyici bir şehirdir. Türkiye’nin siyasi Başkenti Ankara, ekonominin Başkenti İstanbul, Demokrasinin Başkenti İzmir’dir. Türkiye haritasından İzmir’i çıkarırsanız Türkiye Türkiye  değildir. İzmir Türkiye gibi olmamalı, Türkiye İzmir gibi olmalı” demişti.

Basın ve güven, basın ve demokrasi yapışık ikiz kardeşlerdir. Biri diğerinden ayrı düşünülemez. Birinin olmadığı yerde diğerinden söz edilemez.

Demokrasiye kalite kazandıran, nitelikli basın, basına kalite kazandıran da; güçlü toplumsal güvendir.

Basın özgürlüğü; nitelikli demokrasinin “olmazsa olmaz”ı, basın da; halkın doğru ve sağlıklı bilgi edinme ve haber alma hak ve özgürlüğüne işlerlik kazandıran kamusal niteliğe sahip bir kurumdur.

Özünde; basın özgürlüğü, halkın bilgi edinme ve haber alma hak ve özgürlüğüdür.

Denilebilir ki; basın özgürlüğünün sahibi doğrudan halkın kendisidir, bu özgürlüğe işlerlik kazandıran da gazetecidir.

Bu illiyet bağı; halkla gazeteci arasında “güven ortamı”nı zorunlu kılmaktadır.

Ancak; kamuoyu araştırma sonuçları, yargı kurumlarına ve basına olan güvenin dibe vurduğunu, güvensizliğin de zirve yaptığını göstermektedir.

Basına olan bu güvensizliğin temel nedeni de; yazılı ve görsel basının yüzde 90’ının halkın doğru ve sağlıklı bilgi edinme ve haber alma ihtiyacını karşılamaktan uzak, “propaganda aygıtına” dönüşmesidir.

Unutmayalım ki; “propaganda aygıtına” dönüşen basın, halkın bilgi edinme ve haber alma hakkına hizmet etmeyeceği gibi; demokrasiye ve basın özgürlüğüne de onarılmaz zararlar verir.

GÜVENSİZLİĞİN NEDENLERİ

Basın’a olan güvensizliğin nedenlerini şöyle özetleyebilirim.

  • Siyasi iktidarın basındaki sermaye ve sahiplik yapısını kamu gücünü ve kaynaklarını kullanarak değiştirmesi,
  • Merkez medyanın yeni sahiplik yapısı dolayısıyla siyasal iktidarla organik ilişki içinde olması,
  • Gazetecilerin işsizlik tehdidiyle karşı karşıya kalmaları ve bu nedenle tarafsızlıklarını koruyamamaları, bunun sonucunda da; başta “merkez medya” olmak üzere yazılı basın okuyucu, televizyon kanalları da izleyici kaybetme sürecini yaşamaktadırlar.

Basına olan güvensizlik ve basının güç kaybettiği ortamda, bilgi edinme ve doğru haber alma ihtiyacını karşılamak isteyenler; bu kez, interneti, sosyal medyayı, YOTUBE kanalını ve güvenilir buldukları yabancı gazeteleri okumaya, televizyon kanallarını izlemeye yöneliyorlar.

Böylece; alternatif medya olgusu yaşanmaya başlanıyor.

Sonuç olarak: “Propaganda aygıtı”na dönüşen güvenilir olmayan basın demokrasiye ve özgürlüklere olumlu katkı sağlayamayacağı gibi; etik değerleri de yozlaştırır.

Ege Postası köşe yazısı link
http://www.egepostasi.com/yazar/propaganda-aygitina-donusen-basin-guven-kaybediyor/113006