İzmir’de Her İki Konuttan Biri İmar Kanununa Aykırı İnşa Edilmiş…

  • Ana Sayfa
  • İzmir’de Her İki Konuttan Biri İmar Kanununa Aykırı İnşa Edilmiş…

İzmir’deki yaşadığımız 6.9 şiddetindeki deprem felaketinde 114 canımızı yitirdik, 1035 canımız da yaralandı. Yüreğimiz dağlandı. Acımız büyük.

Yitirdiğimiz canlarımıza Allah’tan rahmet, ailelerine, İzmir Yurttaşlarımıza ve ulusumuza sabır ve baş sağlığı, yaralı canlarımıza da acil şifalar diliyorum.

Depremde binalar çöktü, enkaza dönüştü, çok sayıda binada çeşitli derecelerde hasarlar oluştu.

Bu arada; çöken apartmanlarla ilgili olarak gözaltına alınanlardan aralarında müteahhitlerin de bulunduğu 9 şüphelinin 7’si tutuklandı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığınca 2018’de uygulamaya konulan “İMAR AFFI”ndan 10 milyon 79 bin vatandaş yararlandı.

İzmir’de “İMAR AFFI”ndan yararlanan vatandaş sayısı 811 bin 452.

İMAR AFFI”yla 31 Aralık 2017’den önce yapılan “RUHSATSIZ”, bir anlamda; KAÇAK” yapılar “YASAL” hale getirildi.

Bu rakamların bize gösterdiği tablo; Türkiye’deki 22 milyon konuttan yaklaşık 11 milyonu’nun “İMAR KANUNU”na aykırı KAÇAK” yapıların olduğu tablodur.

İzmir’de de, yaklaşık olarak her 2 konuttan 1’i “İMAR KANUNU”na aykırı “KAÇAK” konutlardan, riskli ve depreme dayanıksız yapılardan oluşuyor.

İstanbul; “İMAR AFFI”yla “YASAL” hale getirilen 1 milyon 747 bin konutla ilk sırada yer alırken, İzmir; 811 bin 452 “İMAR AFFI” başvurusuyla, nüfusa oranlandığında Türkiye’de ilk sırada.

Denilebilir ki; “İMAR AFFI; kaçak, yasaya aykırı, depreme dayanıksız, riskli ve kontrolsüz” inşa edilen konutları “yasal” hale getiriyor.

Bu arada; 6.9 şiddetinde olan ve 30 saniye süren deprem, İzmir’deki konut stoğunun ne kadar güçsüz, riskli ve depreme dayanıksız olduğunu göstermiştir.

İMAR AFFI”, denetimsiz inşa edilen konutlar, depreme dayanıksız riskli konutlar; adeta depremde ölüme ve yıkıma “davetiye” çıkarmaktadır.

FELAKETTEN DERS ÇIKARMAK

İzmir’deki deprem felaketi; bir kez daha göstermiştir ki; deprem değil, kontrolsüz inşa edilen, Mühendislik hizmeti almamış, zemini çürük bina ve tedbirsizlik öldürüyor.

Geldiğimiz noktada; merkezi yönetimle yerel yönetimin deprem felaketinden ders çıkararak “etkin” bir “Yapı Denetim Sistemi”nin oluşturulmasını da işbirliğiyle sağlamaları ve daha fazla geç kalmadan da; İzmir’de kapsamlı bir kentsel dönüşüm operasyonunu başlatmaları “güncel” ihtiyaç haline gelmiştir.

Unutmayalım ki; geç kalınan her an; yeni bir yıkıma, ölüme yol açabilir.

Öte yandan; bilim insanlarımızın görüşlerine ağırlık ve öncelik verilerek kamu ve özel kesimin, sivil toplum örgütlerinin, bilim insanlarının geniş katılımıyla depremin Anayasası olan “İZMİR DEPREM MASTER PLANI” hazırlanarak uygulamaya konulmalıdır.

Devletimiz İzmir’deki deprem felaketinin oluşturduğu yaraların sarılmasında tüm organlarıyla enerjik davranmış, vatandaşlarımızın yanında yer almış, umut vermiştir.

Bundan sonraki aşama; depreme hazırlık konusunda da, devletin, siyaset kurumunun, tüm genel ve yerel organlarıyla işbirliği halinde aynı enerjik davranışı göstermesi gereken aşamadır.

DENETİMSİZLİK; YASA DIŞILILIĞÖZENDİRİR…

Bilim İnsanlarımız İzmir’in ve genel olarak da ülkemizin altının “fay hatları”yla döşeli olduğunu ve bu nedenle sürekli “deprem riski”yle yaşayacağımızı söylüyorlar; toplantılarda, yazılı ve görsel basında anlatıyorlar.

Üzerinde yaşadığımız coğrafya; “kaderi”mizdir. Bu “kader” bize ölüme, yıkıma teslim olmayı değil; yaşamak için önlem almayı dayatıyor.

Kentleşmede ve konut üretiminde tedbir almamak, denetim görevini “etkin” bir şekilde yerine getirmemek, “imar affını “seçim malzemesi”ne dönüştürmek; ölümlere, yıkımlara neden olduğu gibi, sorumluluğu da beraberinde getiriyor.

Sadece İzmir’i değil; hepimizin de yüreğini derinden sarsan, bizi acıya boğan, sevdiklerimizden, canlarımızdan ayıran, binaları “enkaz”a dönüştüren felaketin sorumluları, öncelikle “genel ve yerel yönetim erki”ni elinde bulunduranlar olması gerekir.

Eğer; ülke düzeyindeki 22 milyon konutun yaklaşık yarısı yasaya aykırı inşa edilmişse, riskli ve depreme dayanıksız konutlardan oluşuyorsa, bunun nedeni; sadece fay hatları”nın harekete geçmesi değil; aynı zamanda geliyorum”  diyen felakete karşı hazırlıklı olmamaktır.

Önümüzdeki tablo bize şunu gösteriyor. Bilim insanlarının sözü dinlenmiyor, yeterlilik gerektiren müteahhitlik hizmeti, denetimsiz, projeyi onaylamaktan, temel ruhsatından inşaatın her aşamasını denetlemekten, oturma iznini vermekten sorumlu yerel yönetimler görevlerini etkin biçimde yapmıyorlar, “Yapı Denetim sistemi” sağlıklı işlemiyor, riskleri ortadan kaldıracak “katılımcı” bir kentsel dönüşüm operasyonunu İzmir’de ne yazık ki; başlatılıp bir türlü sonuçlandırılmıyor.

Tüm bu faktörlerin bileşkesi bize gösteriyor ki; 21 yıl önce yaşadığımız Marmara, Sakarya, Bolu, daha sonra da Van, Elazığ ve Malatya deprem felaketlerinden gerekli dersi almamışız; İzmir’deki felakete de hep birlikte davetiye çıkarmışız.

EGE KOOP’UN DUYARLILIĞI

EGE KOOP olarak; bugüne kadar ürettiğimiz konutların hiçbiri, yaşadığımız sarsıntılardan, deprem felaketinden en küçük bir şekilde bile etkilenmemiştir.

Bundan 30 yıl önce, Büyükşehir Belediyesi’yle, İnşaat Mühendisleri Odasıyla, Ege Üniversitesiyle yaptığımız protokolle, inşaatlarımızın temel kazısından itibaren bilimin ve tekniğin denetimine açtık.

Deprem konulu eğitim semineri ve paneller düzenledik, bilim adamlarımızın, yerel yöneticilerimizin görüşlerini kitaplaştırdık, Bilim insanlarına zemin etüdü araştırması yaptırdık, Jeolojik etüt raporlarına, çevresel etki değerlendirme raporlarına önem ve öncelik verdik.

Dokuz Eylül ve İstanbul Teknik Üniversitesiyle SEFERİHİSAR, DOĞANBEY KÖRFEZİ’nde deprem araştırması yaptık. BAYRAKLIDA, BUCADA, KARABAĞLARda muhtarlarla, riskli konut sahipleriyle kentsel dönüşüm konusunda bilgilendirme toplantıları düzenledik. 1.KORDONDA BİLİM ADAMLARIMIZA ZEMİN DAYANIKLILIĞI VE ZEMİN SİSMİK ARAŞTIRMASI yaptırdık.  Yerel yönetimlerden destek göremediğimiz gibi, engellemelerle, aleyhte propagandalarla karşılaştık.

Gelinen sonuç; İzmir deprem felaketinin, binaların enkaza dönüşmesinin, 114 can kaybımız, 1035 yaralımız…

Sonuç olarak: Deprem değil; felaketten ders almamak, denetimsizlik, tedbirsizlik, yasa dışılığı özendirmek ve böylece enkaza dönüşen çürük binalar öldürüyor.

Ege Postası köşe yazısı link
https://www.egepostasi.com/yazar/izmir-de-her-iki-konuttan-biri-imar-kanunu-na-aykiri-insa-edilmis-/113009