Enflasyon; Adı konmamış haksız, adaletsiz vergidir…

  • Ana Sayfa
  • Enflasyon; Adı konmamış haksız, adaletsiz vergidir…

Enflasyon; en çok toplumun alt gelir gruplarını etkileyen, birçok olumsuzluğa neden olan adı konmamış haksız, adaletsiz bir vergi türüdür.

Öte yandan, enflasyon sosyal dokuyu zedeleyen, insanlara yaşamı zorlaştıran ve “kötülükleri” tetikleyen olgudur.

Ayrıca; enflasyon gelir dağılımı adaletsizliğini daha da derinleştiren, yoksulluğu iyice belirgin hale getiren, demokrasinin sağlıklı işleyişini zorlaştıran ve özgürlüklerin alanını daraltan ciddi bir problemdir.

Bu problemin çözümünü öncelemek; hem huzura giden yolu açar, hem de güveni ve istikrarı sürdürülebilir kılar.

TUİK’in verilerine göre; Kasım ayında yıllık Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) yüzde 21.3, Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE)de 54.62. Aradaki fark yüzde 33 puan.

Bu arada; Kasım ayında tüketici fiyatları yüzde 3.51 artarken, üretici fiyatları da yüzde 9.9 oranında arttı.

Üretici fiyatlarındaki yıllık yüzde 54.62 oranındaki artış, tüketici fiyatlarını “tetikleyecek” boyutta “tehlikeli” bir artıştır.

Öte yandan; iktisatçıların paylaştığı “ortak görüş”e göre, Kasım ayında 9.56 TL’den başlayan ve daha sonra artarak 18 TL sınırına dayanan dolar TL kuru ile enflasyonu düşürmek giderek zorlaşmıştır.

Bu arada; normal olarak tüketici ve üretici fiyat endeksi arasında yüzde 33 gibi bir fark olmaz.

Bu fark; TUİK’in açıkladığı enflasyon rakamlarının gerçekliği üzerindeki “kuşkuları” artırıyor.

Öte yandan; bilim insanlarının oluşturduğu ENAG Grup, TÜFE’yi aylık yüzde 9.91 olarak hesapladı, 12 aylık artışı ise yüzde 58.65 olarak açıkladı. Vatandaşın çarşı-pazarda yaşayarak hissettiği enflasyon ise %50.

Enflasyon oranına ilişkin olarak açıklanan bu “çelişkili” rakamlar, TUİK’in verilerine ilişkin “güven” sorununu gündeme taşıyor.

KUR KORUMALI TL MEVDUATI CAZİP Mİ, DEĞİL Mİ?

Artan döviz fiyatı ve “eriyen” TL; hükümetin TL’yi “cazip” hale getirmek için yeni bir “ekonomik model”i uygulamaya koymasına neden oldu.

Ancak; kur korumalı TL mevduat hesabının TL’yi “cazip” hale getirip getirmeyeceği ise tartışma konusudur.

Bu tartışmalar ana hatlarıyla şöyledir:

Bankalardaki Türk Lirası mevduatı dövize (yabancı paraya) endeksli hale getirildi.

Bu yeni modelde bankalarda açılacak (3-6-9-12 ay vadeli) TL mevduat hesabının faiz getirisinin kur artışının altında kalması durumunda, vade sonunda oluşacak fark vatandaşın TL mevduatına eklenecek.

Böylece; TL’ye azalan “güven” yeniden inşa edilecek, aynı zamanda da; döviz fiyatlarındaki yükseliş önce frenlenecek, daha sonra da aşağı çekilecek.

Bu arada; kurlardaki artışın yeniden devam edip etmeyeceği de, iktisatçılar tarafından tartışılıyor.

Öte yandan; muhalefet, bazı medya kuruluşları ve bilim insanları ile iş dünyasının bir kesimi; kur korumalı vadeli TL mevduat hesabının adı konmamış “örtülü faiz” olduğunu ileri sürerek bu uygulamanın Hazineye yük getireceğini belirtiyor.

Farklı bir görüşe göre de; yeni ekonomi politikası hem TL’yi güçlendirmeyi, hem de kurdaki “kontrollü” yükselmeyi birlikte anlatıyor.

Sonuç olarak: Ekonomi için en büyük tehdit; belirsizlik, öngörülemezlik, istikrarsızlık, tedirginlik ve güvensizliktir.

Ege Postası köşe yazısı link:

https://www.egepostasi.com/enflasyon-adi-konmamis-haksiz-adaletsiz-vergidir-makale,113132.html