Cumhuriyet’in Eğitim Felsefesi…

Bizi eğiten, yetiştiren, hayata hazırlayan öğretmenlerimizin “24 Kasım Öğretmenler Günü”nü sevgiyle, saygıyla kutladık.

Eğitim sisteminin “özne”si, kalbi öğretmenlerdir.

Ne kadar çok okul binası yaparsak yapalım, ne kadar çok sayıda derslik eklersek ekleyelim; içinde Cumhuriyet’in özgürlükçü, eşitlikçi, kucaklayıcı ve kapsayıcı “Eğitim Felsefesi”ni özümsemiş “nitelikli” öğretmen yoksa; o okullarda yetişen kadroların ülkemizi “Çağdaş Uygarlık Ligi”nde üst sıralara taşımasını beklemek, iyimserlik olur.

Öğretmenlik; aynı zamanda bir “ihtisas” mesleğidir tıpkı (doktorluk, mühendislik, yargıçlık vb.) gibi.

Eğitimin başarısı; öğretmenin kalitesiyle ölçülür.

Birey, toplum ve ülke olarak geleceğimizi şekillendiren öğretmenlerimizin ekonomik yeterlilikleri, sosyal statülerinin saygınlığı, örgütlenme ve özgürlük alanlarının genişliği; eğitimin kalitesinde belirleyici faktörlerdir.

Öğretmenleri sadece 24 Kasımlarda değil; yaşamın her alanında ve her zaman gündemde tutmaya, sevgi ve saygı göstermeye özenli olmalıyız.

ATATÜRK VE ÖĞRETMENLER

Cumhuriyetimizin Kurucusu Başöğretmenimiz Atatürk’ün düşünce sistematiğinde eğitimin, bilimin ve öğretmenin çok özel bir yeri vardır.

Atatürk’ün “Hayatta en hakiki yol gösterici ilimdir… Öğretmenler; yeni nesil sizin eseriniz olacaktır… Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller istiyor.”sözü; bilime, özgürlüğe, eğitime ve öğretmene verdiği önemin bir göstergesidir.

Eğitim; kalkınmanın, milli geliri büyütmenin, hakça paylaşımın ve çağdaşlaşmanın temelidir.

Cumhuriyet’in temel felsefesi; köylüye-kentliye, zengine-yoksula çağdaş eğitime erişimde “eşit” koşulları sağlamaktır.

Cumhuriyet’in eğitim felsefesi; demokratik, laik, eşitlikçi, kucaklayıcı, kapsayıcı, düşünce ve ifade özgürlüğüne dayanan, erişilebilir ve bilim temeline oturan “Çağdaş Eğitim Düzeni”ni oluşturmaktadır.

Diyebiliriz ki; zeki, çalışkan, yetenekli ve başarılı köy çocuğunun nitelikli öğretmenden eğitim alarak Cumhurbaşkanlığı makamına kadar yükselebildiği yönetim şeklinin adı; Cumhuriyet’tir.

Cumhuriyet’in eğitime, bilime ve öğretmene verdiği önem ve önceliği günümüzde yaşama geçirmek için öncelikle öğretmeni ekonomik olarak rahatlatmak, demokratik örgütlenme ve bilimsel özgürlük alanını genişletmek, yönetime ve karar sürecine katılımını sağlamak, öğrenci-öğretmen-veli üçgenini devlet ve toplum düzeyinde “güven zemini”ne oturtmaya ihtiyaç var.

Bu arada; Öğretmenlik Meslek Yasası’nın çıkarılması ve öğretmene vaad edilen 3600 ek göstergenin verilmesi, özlük haklarının iyileştirilmesi; öğretmene karşı devletimizin yerine getirmesi gereken güncel bir görev olarak gündemdeki yerini korumaktadır.

Sonuç olarak: Cumhuriyet’in eğitim felsefesini özümsemiş nitelikli öğretmenler ve onların yetiştirdiği kadrolar; zenginliğimiz ve geleceğimizin de güvencesidir.

Ege Postası köşe yazısı link
http://www.egepostasi.com/yazar/cumhuriyet-in-egitim-felsefesi-/113015